''De ki: Ey kafirler yenileceksiniz ve cehenneme sürükleneceksiniz.''

TSK-2033 Vizyonu

Savunma ve Havacılık Dergisi'nin Orgeneral Necdet Özel ile yaptığı söyleşiden bir kısım: 

S&H: 11'inci Cumhurbaşkanı Abdullah GÜL tarafından hazırlatılan ve temel aracı 'TSK'nın askeri etkinlik ve iktisadi verimlilik ana eksenlerinde muharip görev odaklı elit bir askeri güç olarak yapılandırılması' şeklinde tanımlanan Savunma Reformu Raporu'nda, 'Türkiye'yi çevreleyen tehdit ve risk ortamı ile ittifak sorumlulukları göz önünde bulundurulduğunda TSK'nın NATO'da olduğu gibi hazır bir 'Acil Müdahele Gücü'ne sahip olması ve müştereklik esası temelinde, bu güce kara, deniz ve hava kuvvetlerinden unsurların tahsis edilmesinin uygun olacağı' değerlendirmesine yer verilmiştir. Genelkurmay Başkanlığı'nın bu konuya yaklaşımı hakkında bilgi alabilir miyiz?

Org. N. ÖZEL: Bilim ve teknoloji ile birlikte sistemlerin, yöntemlerin ve organizasyonların hızla değişime uğradığı günümüzde, TSK'nın da değişime ayak uydurmanın ötesinde değişimi yönelendirmesi ve buna bağlı 'dönüşüm'ün sürekli kendini tekrarlayan bir 'yetenek' haline gelmesi son derece hayatidir.
   Arzu edilen değişim, modernizasyon faaliyetlerinin ötesinde TSK'nın bir bütün olarak yeniden yapılandırılması, günümüzde ve gelecekte modern, harbe hazır ve caydırıcı bir güç olmasıdır. Bu değişimi sağlamak maksadıyla 'TSK-2033 Yeniden Yapılandırma Projesi' başlatılmıştır. Bu bağlamda;
- Ağustos 2012'de Genelkurmay Karargahında sadece bu konu ile görevlendirilmiş bir Daire Başkanlığı kurulmuş,
- 2013 yılında her Kuvvet Karargahında benzer şekilde görev yapacak birimler teşkil edilmiştir.

   Projeye ilişkin hazırlanan Stratejik Planlama; 2013 Yılı Kasım Yüksek Askeri Şura Toplantısı'nda Sayın Başbakan ve Şura üyelerine sunulmuştur. Müteakiben, 7 Ocak 2014 tarihinde, 'TSK-2033 Vizyonu ve Yeniden Yapılandırma Yol Haritası' hakkında Sayın Cumhurbaşkanı'na detaylı bilgi arzında bulunulmuşve son olarak projeye ilişkin bilgiler 4 Kasım 2014'te Sayın Başbakan ve Bakanlar Kuruluna arz edilmiştir.
   Sorunuzda belirttiğiniz, tehdit ve risk ortamına yönelik kuvvet ve komuta yapısı ile ilgili hususlar ise ancak tüm bu çalışmalar tamamlandıktan sonra netleşecektir. Nihai hedefimiz doğru kuvvetlerin, doğru zamanda ve doğru yerde olmasını sağlayacak bir 'Harbe Hazırlık Sistemi'nin geliştirilmesidir.

 

S&H: Askeri kanun ve nizamların kendisine verdiği görevlerde, eğitim ve öğretim yönünden Genelkurmay Başkanlığına, emniyet ve asayiş hizmetleri ile diğer görev ve hizmetlerin ifası yönünden İçişleri Bakanlığına bağlı bulunan Jandarma Genel Komutanlığı ile Sahil Güvenlik Komutanlığı'nın, geçen yıl Ekim ayında basında bu komutanlıkların tümüyle İçişleri Bakanlığına bağlanacağı, kıyafet ve teşkilatlanmasının değiştirileceği yönünde haberler yer almıştır. Jandarma ve Sahil Güvenlik Komutanlıklarının benzeri teşkilatlanmalarının diğer ülkelerdeki uygulamaları hakkında bilgi verebilir misiniz? Ülkeye en yararlı uygulama hangisidir?

Org. N. ÖZEL: Jandarma Genel Komutanlığı; 2803 Sayılı Kanun'da yer alan tanımdan da anlaşılacağı üzre; Türk Silahlı Kuvvetlerinin bir parçası olup, Silahlı Kuvvetlerle ilgili görevleri, eğitim ve öğrenim bakımından Genelkurmay Başkanlığına bağlı askeri bir güvenlik ve kolluk kuvvetidir.
   Diğer ülkelerin Jandarma teşkilatları incelendiğinde; bugün dünyada 56 ülkede Jandarma teşkilatı bulunduğu; ülkelere göre bazı farklılıklar olmasına rağmen, bunların Savunma ve İçişleri Bakanlığı olmak üzere iki kuruma bağlı oldukları, askeri bir yapıda teşkilatlanmaları nedeniyle de kurumlara kıyasla yönetimde daha merkeziyetçi ve hiyerarşik oldukları görülmektedir. Türkiye'nin de üyesi olduğu askeri statülü kolluk teşkilatında, dünyada öne çıkan Avrupa ve Akdeniz Jandarmalar ve Askeri Statülü Kolluk Kuvvetleri Birliği üyeleri incelendiğinde de jandarma teşkilatlarının, emniyet ve asayiş görevlerinin ifası yönünden İçişleri Bakanlığına, eğitim ve öğretim ile askeri görevlerin yürütülmesi bakımından Genelkurmay Başkanlığına/Savunma Bakanlığına, adli hizmetlerin yürütülmesi bakımından adli makamlara bağlı olduğu görülmektedir.

   Ülkemizde 1850'lere kadar uzanan, çeşitli dönemlerde farklı kurumlara bağlı görev yapan Sahil Güvenlik teşkilatı; 1982 yılında çıkarılan 2692 Sayılı Sahil Güvenlik Komutanlığı Kanunu ve 2003 yılında yapılan yasa değişikliği sonunda, Sahil Güvenlik sınıfı personel ile tam olarak profosyonel hale dönüştürülen Sahil Güvenlik Komutanlığı, kendi kanununda belirtilen görev ve hizmetleri yapmak üzere kurulan, TSK kadroları içerisinde yer alan silahlı bir güvenlik kuvveti olup, barışta görev ve hizmet yönünden İçişleri Bakanlığına bağlıdır.

 

S&H: Toplam uzunluğu 2.949km'ye ulaşan kara sınırımızın korunması ve güvenliği 3947 Sayılı Kanun ile KKK'nın sorumluluğuna tevdi edilmiştir. Bu miktarın 911km'si Suriye, 384km'si Irak ile olan sınırımızdır. Yanı 1.200km'lik bir sınır hattı sorunlu sınır hattımızdır. Sınırların güvenliği için nasıl bir teşkilatlanmaya ve teknik teçhizatlanmaya gidilmiştir? Sizce sınır güvenliği için ayrı bir gereksinim var mıdır? Neden?

Org. N. ÖZEL: 3497 Sayılı Kara Sınırlarının Korunması ve Güvenliği Hakkındaki Kanun gereği, kara sınırlarını korumak ve güvenliğini sağlamak sorumluluğu Kara Kuvvetleri Komutanlığına aittir. Kara Kuvvetleri Komutanlığı 2.949km'lik kara hudutlarının güvenliğini 317 hudut karakolu ile sağlamaktadır. Suriye'de iç karışıklığın başladığı Nisan 2011'den itibaren Suriye hududundaki birliklerin personel kadroları tanımlanmış; birlikler silah, araç ve malzeme yönünden takviye edilmiştir. Hudut alay komutanlıkları, bağlı bulundukları tugay komutanlıkları tarafından mekanize piyade takım/bölükleri ile ihtiyaç duyulan araç, silah ve malzemelerle takviye edilmektedir.
   Irak hududunda görevli hudut tugay komutanlıkları organik kuruluşlarında bulunan birlikler haricinde komando taburları ve motorlu piyade taburları ile takviye edilmiştir. Kritik araç ve malzemeler kapsamında 2014 yılı içerisinde hudut sorumluluğu olan birlikler Taktik Tekerlekli Zırhlı Araç, Kirpi Mayına Karşı Korumalı Araç ve TOMA
 araçları ile takviye edilmiştir. Teşkilatlanma, Irak hudut bölgesindeki alınan tedbirlerin artırılması maksadıyla 2013 ve 2014 yıllarında iki adet hudut özel harekat komanda taburu teşkil edilmiştir. 2015 yılı içerisinde bir hudur özel harekat komando taburu kurulması çalışmaları devam etmektedir. Suriye hudut bölgesinde alınan tedbirlerin arttırılması maksadıyla 2014'te bir hudut taburu teşkil edilmiştir.
   Suriye ve Irak hudutları öncelikli olmak üzere hudut birliklerinin personel destekleme oranları artrılmıştır. Hudut birlikleri sorumluluk sahalarındaki üs bölgelerinde alınan emniyet tedbirlerinin arttırılması 'Modüler Geçici Üs Bölgesi' kurulması ve 'Mobil Keşif Gözetleme Sistemi' yaygınlaştırılması kapsamında 20 adet üs bölgesine yönelik faaliyetler tamamlanmıştır. Hudut birliklerinin emniyet tedbirlerinin artılırması ve iskan şartlarının iyileştirilmesi maksadıyla TOKİ ile yapılan protokoller kapsamında toplam 120 tesis inşaatı planlanmıştır. Bu tesislerden 56 adedi tamamlanmış, 30 adedinin yapım faaliyeti devam etmektedir. 34 adedi için ise projelendirme ve ihale çalışmaları devam etmektedir. Suriye hududunda Acil Sınır Fiziki Güvenlik Sistemleri ihtiyacının karşılanması ve Mevcut Engel Sistemi'nin güçlendirilmesi maksadıyla, 2013-2014 yılları içerisinde 3.386m duvar inşaası, 3.360m beton taşınabilir duvar, 86,722m kafes tel, 321,623m hendek, 49.141m toprak set, 711.515m yol ıslahı ve 250.000 hudut aydınlatması yapılmıştır. Sonuç olarak; KKK tarafından hudutlarda meydana gelen tüm olaylar sürekli olarak yakından takip edilmektedir.

 

S&H: Türk Savunma Sanayinin bugün ulaştığı seviye ve geleceğine yönelik olarak düşüncelerinizi alabilir miyiz?

Org. N. ÖZEL: Günümüzde birçok ülke çeşitli sebeplerle artan istikrarsızlık ve güvensizlik ortamı içerisinde yaşamakta, bu ise o ülkeleri modern savunma sistemleri tedarik etmeye ve bütçelerinden uygun maddi kaynağı bu amaçla ayırmaya mecbur kılmaktadır. Söz konusu ihtiyaçlarını milli olarak ülke savunma sanayisinden karşılayamayan ülkeler; kullanım kısıtları, dışa bağımlılık ve uluslararası konjoktürde meydana gelen gelişmelerden aşırı etkilenmekte, ihtiyaçlarını karşılamakta güçlükler yaşamakta ve hatta gerekli finansal kaynağa sahip olmasına rağmen zaman zaman ihtiyaç duyduğu harp silah, araç ve gereçlerini tedarik edememektedir.
   Savunma sanayisindeki bahse konu gerekliliği gören ve buna göre faaliyetlerini düzenleyen Türkiye, yakın zamana kadar ihtiyaçlarını dışarıdan tedarik etmeye çalışan bir ülke konumundan bugün itibarıyla;
- İhtiyaç duyduğu savunma sanayi ürünlerinin önemli bir miktarını (yaklaşık %60) yurt içinden karşılayabilen,
- Üniversiteler ve araştırma kurumları vasıtasıyla kritik teknolojilere sahip olabilecek ArGe projeleri yürüten,
- Dünya üzerindeki birçok ülkeye ana ve alt yüklenici konumunda kara, deniz ve hava platformları ile çeşitli savunma sanayi ürünleri ihraç edebilen bir ülke konumunda gelmiştir.

 

S&H: Türk Savunma Sanayinin gelmiş olduğu yetkinlik açısından bakıldığında, askeri fabrikalar hakkındaki görüşlerinizi alabilir miyiz?

Org. N. ÖZEL: Türk Silahlı Kuvvetlerinin bakım onarım ihtiyaçlarını karşılamak üzere kurulan askeri fabrikalar, yılların getirdiği bilgi ve teknoloji birikimiyle birlikte bakım onarım faaliyetlerinin yanında yenileştirme ve modernizasyon kabiliyetleri kazanmış, yeni ve özgün silah sistemleri ile harp malzemeleri üretimine başlamıştır. Kuruldukları günden bugüne askeri ihtiyaçların karşılanmasında büyük pay sahibi olan askeri fabrikalar, bakım onarım faaliyetlerinin yanında yürüttüğü ArGe faaliyetleriyle askeri savunma sanayinin gelişmesine büyük katkı sağlamış ve bu alandaki dışa bağımlılığı azalmıştır. Askeri fabrikalar, bakım ve onarım faaliyetlerini savaş zamanında da sürdürebilecek şekilde yapılanmıştır.

 

S&H: TSK bünyesinde profosyonel ordu çalışmalarında gelinen son durum hakkında bir değerlendirme alabilir miyiz?

Org. N. ÖZEL: TSK'nın en değerli kaynağı, nitelikli insan gücüdür. Türk Silahlı Kuvvetlerinin hedefi, mevcut durumda yaklaşık olarak %35 olan uzman personel oranının önümüzdeki dönemde artırılmasıdır. Bu hedefe ulaşmak maksadıyla, askerlik sisteminde uzmanlaşma oranının artırılması, günümüz şartlarına ve kamuoyu beklentilerine daha uygun bir yapıya dönüştürülmesi yönündeki çalışmalarımız devam etmektedir. Ancak, ordu-millet bağının önemli bir unsuru olan yükümlü askerlik sisteminin de devamı öngörülmektedir. Uzmanlaşma oranını artırmak maksadıyla yapılan çalışmalar kapsamında, 2008 yılından itibaren komando birliklerinin muharip unsurlarının tamamının uzman personelden oluşması sağlanmıştır. 

 

S&H: Uydu haberleşmesi imkan ve kabiliyetlerini artırmaya yönelik olarak TSK'nın vizyonu nedir?

Org. N. ÖZEL: Bugün Türkiye, kendisine ait uydusu olan 30 ülkeden birisi, TSK ise; kendi X Bant uzay kapasitesini kullanan 6 NATO üyesi ülkesi silahlı kuvvetlerinden birisidir. Son olarak 2014 yılında fırlatılan TürkSat 4A uydusuna koyulan aktarıcı ile daha geniş kapsama alanında haberleşme imkanı sağlanmıştır. Artan uydu ihtiyaçları, TürkSat uyduları üzerine TSK'ya ait aktarıcılar yerleştirmek yerine, TSK'nın müstakil uydu/uydulara sahip olması gerekliliğini ortaya çıkarmıştır. 

 

S&H: İlave edeceğiniz bir husus var mıdır?

Org. N. ÖZEL: Yönetimimdeki TSK; Anayasa'da belirtilen temel niteliklere bağlı, demokrasiyi sözde değil özde benimsemiş, her türlü görevini hukuki mevzuat çerçevesinde yerine getiren bir kurumdur. Yüce Türk milletinin ordusuna duyduğu güvenini artırmak için, bu güvenin kaynağı olan milli örf ve adetlere saygılı ve mesleğimizin karakteristik özelliklerini oluşturan değerlere uygun olarak hareket etmektedir. Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki; geleceğin muharebe ortamında 'asimetrik üstünlük' sağlayacak asıl ve en önemli unsur, tarihimiz ve kültürümüzden damıtarak ortaya koyduğumuz 'milli birikimimiz' olacaktır.


Sitenin resmi kurum ve kuruluşlarla bağlantısı yoktur.
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol